Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.
Dikkat, bu websitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanmaktayız. Eğer çerezler hakkında bilgi sahibi değil iseniz daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Hz. Ömer (ra) dedi ki: "Kim, kendisinde delilik veya cüzzam veya baras (alaten) bulunan biriyle evlenir ve temasta da bulunursa, mehir tamamiyle kadının olur. Ancak bu, kadının velisi üzerinde erkeğe bir borç olur."
Hz. Ömer (ra) buyurdular ki: "Bir kadın kocasını kaybeder, nerede olduğunu da bilemezse dört yıl bekler, sonra dört ay on gün oturur, sonra nikahı (başkasına) helal olur."
Nadre İbnu'l-Ektem denen ensardan bir zattan naklen kaydettiğine göre, demiştir ki: "Ben bakire bildiğim bir kadınla evlendim, gerdeğe girince hamile olduğunu gördüm. (Durumu Resulullah'a arzettiğim vakit) Aleyhissalatu vesselam: "Fercinden istifaden sebebiyle mehir onundur, çocuk da sana köledir" buyurdu ve aramızı ayırdı, ilaveten: "Çocuğu doğurunca had uygulayın!" emretti.
Bir Hıristiyan kadın, bir zımminin nikahı altında iken, kocasından bir müddet önce Müslüman olsa, artık kocasına haram olur.
Bir adam önce kendisi Müslüman olup geldi, sonra da hanımı Müslüman olup geldi. Kocası: "Ey Allah'ın Resulü! Hanımım da benimle birlikte Müslüman olmuştu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, hanımını kendisine iade etti."
Bir kadın, Müslüman oldu ve (yeni bir erkekle) evlendi. Bunun üzerine (eski) kocası Resulullah (sav)'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Ben de Müslüman olmuştum. Hanımım Müslüman olduğumu da biliyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam, kadını ikinci kocasından ayırıp eski kocasına iade etti.
Resulullah (sav) kızı Zeyneb'i Ebu'l-As İbnu'r-Rebi'e, altı yıl sonra eski nikahı ile geri verdi (ne nikah, ne mehir) hiçbir şeyi yenilemedi.
Resulullah (sav) (kızı) Zeyneb (ra)'i kocası (Ebu'l-As'a) yeni bir mehirle iade etti.
Resulullah (sav) zamanında, bir kısım kadınlar, kendi yurtlarında Müslüman oldular. Bunlar hicret de etmediler. Bunlar İslam'a girdikleri zaman kocaları kafir idiler. Bunlardan biri Velid İbnu'l-Mugire'nin kızıydı. Bu kadın Safvan İbnu Ümeyye'nin nikahı altında idi. Bu hanım Fetih günü Müslüman olmuş, kocası Safvan da İslam'dan kaçmıştı. Aleyhissalatu vesselam peşinden amcasının oğlu Vehb İbnu Umeyr'i, kendisine bir eman alameti olarak şahsi ridasıyla birlikte gönderdi. [Resulullah onu İslam'a çağırıyor ve yanına gelmeye davet ediyordu: (Gelince bakacak), İslam hoşuna giderse kabul edecekti, gitmezse kendisine iki ay müsaade edecekti. Safvan, Aleyhissalatu vesselam'ın yanına ridasıyla birlikte gelince, yüksek sesle [halkın arasında] bağırarak: "Ey Muhammed! İşte Vehb İbnu Umeyr! Senin fidanı bana getirdi ve senin beni yanına davet ettiğini, İslam hoşuma giderse kabul edeceğimi, gitmezse bana iki ay mühlet tanıyacağım söyledi" dedi. Resulullah (sav) kalkıp: "Ey Ebu Vehb (devenden) in!" buyurdu. Fakat o: "Hayır, vallahi, meseleyi benim için açıklığa kavuşturmadıkça inmem!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sana, daha fazla, dört ay mühlet tanıyorum" buyurdular. Sonra Resulullah Havazin tarafına Huneyn Seferi'ne çıktı. (Sefer hazırlığı sırasında) Safvan'a adam göndererek çağırtıp, emaneten silah ve başka harp malzemesi vermesini talep etti. Safvan: "Zorla mı, gönül rızasıyla mı istiyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Gönül rızasıyla!" buyurdu. Safvan [yanında bulunan] silah vs.yi iane olarak verdi. Sonra Safvan kafir olduğu halde Resulullah (sav)'la birlikte döndü. Huneyn Gazvesi'ne, Taifin fethine katıldı. Bu esnada henüz kafirdi. Ama hanımı Müslüman olmuştu. Aleyhissalatu vesselam aralarını ayırmadı. Bu hal Safvan (ra)'ın Müslüman oluşuna kadar devam etti. Müslüman olduktan sonra hanımı eski nikahıyla onun yanında kaldı. Safvan ile hanımının Müslüman oluşu arasında iki ay kadar bir zaman mevcuttur.
İbnu Ömer (ra), bir kölenin nikahı altında bulunan bir cariye, hürriyetine kavuşacak olursa, (bu azadlıktan sonra) kendisine kocası temas etmedikçe (bu evliliğe devam edip etmemede) muhayyer olduğunu söylerdi.
Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.