Hadislerimiz

Peygamberimiz'in (sav) döneminden kutsal alıntılar.

Hoşgeldiniz, Hayırlı Geceler

İ'tikaf

Resulullah (sav) vefat edinceye kadar Ramazanın son on gününde i'tikafa girer ve derdi ki: "Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın". Resulullah (sav)'dan sonra, zevceleri de i'tikafa girdiler.

Biz Hz. Peygamber (sav)'le birlikte Ramazanın orta on gününde i'tikafa girdik, yirminci günün sabahı olanca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resulullah (sav) (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: "İ'tikafa girmiş olanlar, i'tikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm," Resulullah (sav) i'tikaf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescid o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber (sav)'in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi.

Hz. Peygamber (sav) her Ramazanda on gün i'tikafa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i'tikafa girdi."

Hz. Peygamber (sav) Ramazanın son on gününde i'tikafa girerlerdi. Fakat bir sene (seferde olduğu için) i'tikafa girmedi, müteakip yıl yirmi gün i'tikat yaptı.

Hz. Peygamber (sav) mescitte i'tikafda olduğu sırada, kendisi de hayızken, Resulullah (sav)'ın saçlarını taramıştır. Bu hizmeti yaparken kendisi odasında ayrılmamış; Resulullah (sav) başını ona uzatmıştır. Hz. Peygamber (sav) i'tikafda iken, (büyük veya küçük abdest bozmak gibi) zaruri bir ihtiyaç olmadıkça odaya girmezdi. Ebu Davud'da şu ziyade var: Resulullah (sav) itikafda iken hastaya uğrar, oyalanmadan halini sorar geçerdi. Hz. Aişe buyurdu ki: "Aslında, mütekif için sünnet olanı, hasta ziyaretine gitmemesi, cenaze merasimine katılmaması, kadına temas etmemesi, kadının tenine tenini değdirmemesi, zaruri ihtiyaç dışında çıkmamasıdır. Oruçsuz itikaf yoktur. Keza cuma kılınan mescid dışında da itikaf yoktur.

Hz. Peygamber (sav)'ın zevcelerinden biri, müstehaza (hayzlı olmadığı halde hastalık sebebiyle kanı akan kadının durumu) haliyle Resulullah (sav)'la birlikte itikafa girdi. Öyle ki, kadın, kanı ve elbisesinde sarı lekeyi de görüyor bu halde de namaz kılıyordu. Kanın şiddetli akması halinde (kirletmeyi önlemek için) altına leğen koyduğu oluyordu."

Safiyye (ra) buyurdu ki: "Hz. Peygamber (sav) i'tikafta iken ziyaret maksadıyla geceleyin yanına uğradım. Bir müddet konuştuk. Sonra geri dönmek üzere kalktım. Uğurlamak üzere de o kalktı. Kapıya kadar gelmişti ki, Ensar'dan iki kişi oradan geçiyordu. Hz. Peygamber (sav)'i görünce hızlandılar. Resulullah (sav): "Ağır olun dedi, şu yanımdaki Huyey'in kızı Safiyye'dir." Onlar "Subhanallah, dediler bu da ne demek ey Allah'ın Resulü" Hz. Peygamber (sav): "Şeytan, insana, damarlardaki kan gibi nüfuz eder. Ben, onun kalplerinize bir kötülük atmasından korkarım" buyurdu."

Babam Ömer (ra) cahiliye devrinde iken geceleyin i'tikafa girmek üzere nezretmişti (adamıştı). (Hatta Mescid-i Haram'da bir gün i'tikaf yapmayı adamıştı diye de rivayet edilir). Durumu Hz. Peygamber (sav)'den sordu. Resulullah (sav) "Nezrini yerine getir" buyurdu."

Allah(c.c.) sizlerden ve cümle İslam aleminde ki bütün kardeşlerimizden razı olsun.

La ilahe İllallah Muhammed'ur Resulullah


Vintage vektörleri Freepik tarafından tasarlanmıştır.

Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Bu sayfadan alıntı yaparak veya kopyalayarak herşeyi kullanabilmeniz ticari ve gelir getiren amaçlar hariç herşey için serbesttir.

2012, Hadislerimiz.com